İdare Hukuku, idare teşkilatını, bu teşkilatın yetki ve görevlerini, ayrıca idare eliyle gerçekleştirilen işlemler nedeniyle hakkı ihlal edilen kişilerin başvurabileceği çözüm yollarını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Kamu hukukunun bir alt dalı olan idare hukuku, oldukça genç ancak kapsamlı bir alandır ve henüz tedvin edilmemiştir. İdare hukuku uyuşmazlıklarının çözüm mercii idari yargıdır.

Kişilerin devlet ve kamu kurumları ile yaşadığı uyuşmazlıklarda; idarenin sahip olduğu üstün yetki karşısında bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan idare hukuku; vatandaş aleyhine tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemler nedeniyle doğan zararların tazmini amacıyla açılan tam yargı davalarını kapsar. Ayrıca, idare hukukunun inceleme ve düzenleme alanına giren diğer dava türleri arasında kamulaştırma davaları ve idari sözleşmelerden kaynaklanan davalar da yer almaktadır.

İdare hukuku, tek ve toplu bir mevzuata sahip değildir. Bu nedenle, başta Anayasa olmak üzere ilgili tüm mevzuata hâkim olmak bir zorunluluktur. İdare hukuku uyuşmazlıklarında, taraf olan idari kuruluş ya da kamu tüzel kişiliğine göre uygulanacak kurallar farklılık gösterebilir. Bu bakımdan, mevzuatı ve güncel düzenlemeleri yakından takip etmek, idare hukuku uyuşmazlıklarında telafisi güç hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır.


Dinamik bir hukuku dalı olan İdare Hukuku; tedvin edilmemiş ve içtihatlar üzerine inşa edilmiştir. Bir diğer adı Statü Hukukudur. İnsan haklarına saygılı devlet ilkesi, demokratik devlet ilkesi, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesi, idare hukukuna hakim olan temel ilkelerdir.