Kooperatif Hukuku, kooperatif tüzel kişiliklerine ilişkin kuruluş, işleyiş, denetim ve sona erme süreçlerini konu edinen, hem kamu hukuku hem de özel hukuk karakteri taşıyan karma nitelikli bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının temel normatif kaynağını 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu oluşturmaktadır. İlgili Kanun’un 1. maddesinde kooperatif şu şekilde tanımlanmıştır:
“Tüzel kişiliği haiz olmak üzere, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla, karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla, gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan, değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.”
Bu tanım, kooperatifin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir amacı haiz olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Kooperatifler; gönüllü ve açık üyelik, demokratik yönetim, ekonomik katılım, özerklik ve bağımsızlık, eğitime ve bilgiye erişim, kooperatifler arası iş birliği ve topluma karşı sorumluluk ilkeleri etrafında şekillenen özgün bir ortaklık modelidir.
Kooperatifler, bireylerin tek başına gerçekleştirmesi mümkün olmayan ekonomik ve sosyal faaliyetleri, kolektif bir yapıyla gerçekleştirme imkânı sunar. Bu bağlamda üretim, tüketim, konut, eğitim, sağlık, sigorta ve finans gibi pek çok alanda faaliyet göstererek bireylerin yaşam standartlarının artırılmasına katkı sağlarlar. Aynı zamanda, kırsal kalkınma, istihdam yaratma ve sosyal refahın artırılması gibi alanlarda da önemli rol üstlenirler.
Anayasa’nın 171. maddesi, kooperatifçiliğe anayasal bir dayanak sağlamaktadır:
“Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, özellikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.”
Bu hükümle, kooperatifçilik ilkeleri anayasal güvence altına alınmış olup, kamu otoritelerine kooperatifçiliği teşvik etme ve destekleme yükümlülüğü yüklenmiştir.
Kooperatiflerin hukuki yapıları, değişir ortaklık ve değişir sermaye ilkeleri çerçevesinde şekillenir. Bu yönüyle sermaye şirketlerinden ayrılırlar. Ortak sayısının ve ortaklık sermayesinin zamanla artıp azalabilmesi, kooperatiflere esnek bir yapı kazandırır. Ortakların kooperatife katılımı genellikle ekonomik katkı ve hizmet ihtiyacına dayanır; amaç, karın maksimize edilmesinden çok ortakların ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Ancak bu durum, kooperatiflerin ekonomik getiri elde etmesini ve bu getiriyi ortaklar arasında paylaştırmasını engellemez.
Kooperatifler Kanunu dışında, Türk Ticaret Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Vergi Hukuku ve İcra ve İflas Hukuku gibi farklı hukuk dallarına ilişkin mevzuatlar da kooperatiflerin faaliyet alanlarına uygulama bakımından önem arz eder. Kooperatiflerin kuruluş işlemleri, genel kurul kararları, yönetim organlarının görev ve sorumlulukları ile tasfiye süreçleri gibi hususlar, ayrıntılı olarak 1163 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiştir.